İnsanlığın yegane hidayet rehberi Kur’an-ı Kerim’in inzal edilmeye başlandığı Ramazan ayı yaklaşırken belediyelerce tertiplenen ifsad organizasyonları şimdiden adeta Ramazan’ın ruhunu katletmek için diğer belediyelerle yarışmaya başladı.
Küre Medya / Haber Merkezi
Kur’an ayı olan Ramazan ayının içinde bulunan Kadir gecesi dahil bu ayın tüm günleri belediyeler ve bazı tv kanalları tarafından “Ramazan Etkinlikleri/Programları” adı altında tertiplenen ifsad etkinlikleri ile doldurulmakta. Bazı ilçe belediyeleri şimdiden bu ifsad yarışında bayrağı kaptırmamak adına etkinlik duyuruları yapmaya başlamış durumda.
Kur’an ayı olan Ramazan ayının içinde bulunan Kadir gecesi dahil bu ayın tüm günleri belediyeler ve bazı tv kanalları tarafından “Ramazan Etkinlikleri/Programları” adı altında tertiplenen ifsad etkinlikleri ile doldurulmakta. Bazı ilçe belediyeleri şimdiden bu ifsad yarışında bayrağı kaptırmamak adına etkinlik duyuruları yapmaya başlamış durumda.
Günümüzde özellikle medyanın büyük kısmında da Ramazan adeta bir festival ve ziyafet ayı, bir eğlence ayı olarak yansıtılmak istenmekte, bu etkinlik ve programlar ile Kur’an ayı Ramazan’ı festivale çevirip Ramazan’ı katledip ifsad ettikleri gözlerden kaçmayan bir olgu olarak karşımıza çıkmakta. Medyanın yanında özellikle muhafazakar partilere bağlı belediyelerin Ramazan ayında düzenledikleri etkinliklerin de çoğunlukla, Ramazan’ın ruhunu katleden bu yaklaşıma uygun bir özellik arz etmesi bu konuda toplumun bakış açısında ciddi bir anlam kaymasına yol açmaya başladığı maalesef önceki yıllardan gözlemlenen izlenimlerimiz arasında.
Kur’an’ın doğum ayı, palyaçolara, çalgıcı-türkücülere ve onlar için konser ve gösteri organizasyonu yapan şirketlere halkın kaynaklarının pervasızca aktarıldığı bir festival ayına dönüştürülmekte, Kur’an ise yine boynu bükük, yine terk edilmiş olarak bırakılmaktadır. Üstelik de bu yegane hidayet rehberinin doğum ayı olduğu için mübarek kılınmış Ramazan’ın tüm anlamı ters yüz edilerek, çarpıtılarak…
Ramazan’ın ruhunu katledip, ondan sonra kalkıp fakirlere iftar vermenin ne anlamı olabilir? Ramazan ve orucun anlamı yok edildikten sonra geriye açlıktan başka ne kalır? Nitekim Hz. Peygamber’in bu hususta şöyle buyurduğu bildirilmiştir:
“Nice oruç tutanlar vardır ki, tuttuğu orucun ona açlıktan ve susuzluktan başka bir faydası yoktur. Yine nice gecelerini ibadetle geçirenler vardır ki, uykusuzluktan başka bu ibadetin kendilerine hiçbir faydası yoktur.” (İbn Mâce, Sıyam, 21; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 373)
Oysa ki Ramazan ayı Kur’an’la daha sık olarak hemhal olunması gereken bir aydır. Bu bereketli kılınmış ay içerisinde Kur’an’ı anlamaya dönük okuma ve sohbetler yaygınlaşmalı, Kur’an-ı Kerim ve meali dağıtımları yapılmalı, Kur’an’la ilgili seminer ve konferanslar düzenlenmeli oruc ayı olan Ramazan yine belediyelerce alanlara kurulan çadırlarda ve bazı müesseselerce oluşturulan zengin iftar menüleriyle israftan, ifrat ve tefritten kaçınılarak ziyafet ayı olmaktan çıkarılmalıdır. Velhasıl Kur’an’ın inzal olmaya başladığı bu mübarek ay, yoğunlaştırılmış bir Kur’an eğitimi kampanyasıyla geçirilmelidir.
“Ramazan etkinliği yapıyoruz” adı altında Kur’an’ın doğduğu bu aya festival ayı muamelesi yapan ve toplumun Ramazan algısını iğdiş eden palyaçolara sesleniyoruz: Kur’an’ın doğum ayı olan Ramazan’dan derhal çekiniz o fasid ellerinizi! İlla soytarılık yapacaksanız, kendinize başka bahaneler ve mekanlar bulun. Kur’an’ı ve onun doğum ayı Ramazan’ı soytarılıklarınıza alet etmekten artık vazgeçin.
Küre Medya / Haber Merkezi
Not: Bu haber Ş.Hüseyinoğlu’nun “Ramazan ve Belediyeler: Gölge etmeyin başka ihsan istemez” adlı makalesinden faydalanılarak hazırlanmıştır.