28 Haziran 2013 Cuma

Çoğaltma Yarışı Sizleri Aldattı..!



Sevgili arkadaşlarım öncelikle hepinizi bizi yaratan,yoktan vareden, bizi çeşitli rızıklarla donatan Rabbimiz Allah'ın selamı ile sonsuz kez selamlıyorum... Yazılarını biriktirdiğim ve hemen hergün takip ettiğim ve yazılarından ziyadesiyle istifade ettiğim Cahide ablamın bir yazısını bugün sizlerle paylaşmak istedim... Günlük hırslarımızla alakalı çok da doğru tespitler yapmış Allah ondan razı olsun diyor ve sizleri birkaç dakikanızı ayırıp bu yazıyı okumaya davet ediyorum...


En Emin'e emanet olmanız dileğiyle...


“Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.” (Hucurat Suresi, 12)

Toplayıp sayanlar, biriktirip yığanlar… Neyi toplar, neyi sayar ki insan? Biraz altın, biraz para, oğlum için, kızım için, bu yarına, bu yaza, bu kışa… Geleceğinden emin olamadığımız günlere yatırımlar yapıp duruyoruz. Tevekkülsüzlüğümüzün en büyük göstergesidir bu aslında. Tam olarak Allah’a dayanamamak, yarın ki rızıktan emin olmamak…


Ne çok toplanmış, birikmişimiz var bizim. Dolaplar dolusu kıyafetler, çekmece dolusu eşarplar, çantalar, ayakkabılar, mutfak dolusu tabaklar, bardaklar, tıka basa buzluklar…

Bazı kıyafetler sadece yılda bir iki kez giyilir, misafirden misafire çıkar bazı tabaklar. Yıllarca birkaç kezden fazla giyilmemiş ayakkabılar işgal eder rafları…

Kimi diplomalarını plaketlerini sayar, arsalarını evlerini sayar. Tahvillerini bonolarını, şöhretini,makamını sayar. Kravatlarını, gömleklerini, takım elbiselerini, kol düğmelerini sayar…

Kimi parfümlerini, eşarplarını, çantalarını, tabak çanaklarını toplayıp sayar…

Kimi ibadetlerini, sadakalarını, oruçlarını sayar… elinde zikirmatik, salavatlarını sayar…

İnsan bilmez ki Allah hesapsız rızık verendir. Hesapsızca, sayamadığı nimetleri önüne sermiştir. Sayılmadan emanet verilmiş nimetleri, gafilce biriktirip sayar…

Hutame’nin ne olduğunu bilir gibi yapsa da, aslında bilmez insan. Ufak bir yaz sıcağına dayanamaz ama, ebedi cehenneme dayanacağını sanar. Aslında çoğusu inanmaz da inanmış gibi yapar. Hoyratça, nankörce savurur yılları…

“Resulûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsıyla dinine verdiği zarardan daha fazla değildir.” [Tirmizî, Zühd, 43, (2377).]

İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir keresinde, “Hanginiz, vârisinin malını kendi malından daha çok sever?” diye sordu. Cemaat: “Ey Allah’ın Resûlü içimizde, herkes kendi malını vârisinin malından daha çok sever” dediler. Bunun üzerine: “Öyleyse şunu bilin: Kişinin gerçek malı hayatında gönderdiğidir. Geriye koyduğu da vârislerinin malıdır.“ Buhârî, Rikak 12; Nesâî, Vesâyâ 1, (6, 237-238).